Pareto Prensibi İle Ders Çalışırken Enerjinizi Verimli Şekilde Kullanın

Pareto Prensibi İle Ders Çalışırken Enerjinizi Verimli Şekilde Kullanın

Pareto Prensibi, diğer adıyla "80/20 Kuralı", modern iş dünyasından kişisel gelişime kadar pek çok alanda uygulanan güçlü bir kavramdır. Bu prensip, İtalyan ekonomist Vilfredo Pareto'nun 19. yüzyılın sonlarında yaptığı bir gözleme dayanmaktadır. Pareto, İtalya'daki toprak mülkiyetinin dağılımını incelerken, ülkedeki arazilerin %80'inin nüfusun sadece %20'sine ait olduğunu fark etmiştir. Bu gözlem, daha sonra farklı alanlarda da benzer orantısız dağılımların olduğunun keşfedilmesine yol açmıştır.


Pareto Prensibi'nin özü, çoğu durumda sonuçların %80'inin, etkenlerin %20'sinden kaynaklandığı fikridir. Bu oran her zaman tam olarak 80/20 olmayabilir, ancak genel fikir, girdilerin küçük bir kısmının çıktıların büyük bir kısmını oluşturduğudur. 


Örneğin:

  • Bir şirketin gelirlerinin %80'i müşterilerinin %20'sinden gelebilir.
  • Bir yazılımdaki hataların %80'i kodun %20'sinden kaynaklanabilir.
  • Bir kişinin stresinin %80'i hayatındaki olayların %20'sinden kaynaklanabilir.


Bu prensip, kaynakların ve çabaların en etkili şekilde nasıl kullanılabileceğini anlamak için güçlü bir araç sunar. 


Pareto prensibini lise ve üniversite öğrencilerine öneriyoruz.


Şimdi, bu prensibin sınavlara hazırlanırken nasıl uygulanabileceğini inceleyelim.


Sınavlara Hazırlanırken Pareto Prensibi'nin Uygulanması

Sınav hazırlığı, öğrencilerin zamanlarını ve enerjilerini en verimli şekilde kullanmalarını gerektiren zorlu bir süreçtir. Pareto Prensibi'nin bu süreci optimize etmek için iyi bir rehber olacağını düşünüyoruz. 


Pareto Prensibi'nin sınav hazırlığında nasıl uygulanabileceğine dair bazı stratejiler verelim. Buradaki örneklerin kesin bilgiler içermediğini, sadece genel varsayımlardan oluştuğunu unutmayın.


1) Konu Önceliklendirme

En sık karşılaşılan ve en çok puan getiren konu başlıkları baştan belirlenmelidir. Bu konulardaki temel kavramları, formülleri, problem çözme tekniklerini, olayları, terimleri, birimleri vs iyi öğrenmelisiniz. Dersin temel prensiplerini ve bu prensiplerin farklı konular arasındaki bağlantıları öğrenmelisiniz. Doğru stratejileri belirlemek ve yanlış yollara sapmamak için öğretmenlerinizden mutlaka destek almalısınız. 


Çoğu sınavda, bazı konular diğerlerinden daha sık sorulur veya daha yüksek puan değerine sahiptir. Öğrenciler, müfredatın %20'sini oluşturan ancak sınavın %80'ini kapsayan bu "çekirdek" konulara odaklanarak, çalışma zamanlarını daha etkili kullanabilirler. Bu, tüm konuları eşit derecede önemli görmek yerine, stratejik bir yaklaşım benimsemek anlamına gelir.


Bir dil sınavına hazırlanan öğrenci, en sık kullanılan 1000 kelimenin (ki bu dilin kelime hazinesinin küçük bir yüzdesini oluşturur) günlük konuşmaların %80'ini kapsadığını öğrenebilir. Bu kelimelere odaklanmak, sınav performansını büyük ölçüde iyileştirebilir.


2) Soru Tipleri Analizi

Sık sorulan soru tiplerini analiz edip, bu tür sorulara odaklanılabilir. Geçmiş sınavları inceleyerek öğrenciler, hangi tür soruların daha sık sorulduğunu belirleyebilirler. Genellikle, soru tiplerinin %20'si sınavın %80'ini oluşturur. Bu soru tiplerine yoğunlaşmak, sınav başarısını önemli ölçüde artırabilir. Yine burada da çalıştığınız derslerin öğretmenlerinden veya rehber öğretmenlerinizden koçluk desteği almalısınız.


3) Çalışma Tekniklerinin Optimizasyonu

Tüm çalışma yöntemleri eşit derecede etkili değildir. Öğrenciler, kendileri için en etkili olan çalışma tekniklerini (Örneğin: aktif tekrar, öğretme yöntemi, uygulama testleri) belirleyip bunlara odaklanarak, çalışma süresinin %20'sinde bilginin %80'ini edinebilirler.


4) Zaman Yönetimi

Günün belirli saatlerinde çalışmak daha verimli olabilir. Öğrenciler, en üretken oldukları zaman dilimlerini (ki bu genellikle günün %20'sini oluşturur) belirleyip, bu zamanlarda yoğun çalışarak, toplam öğrenmenin %80'ini gerçekleştirebilirler.


5) Kaynak Seçimi

Tüm ders kaynakları eşit değerde değildir. Öğrenciler, mevcut kaynakların %20'sini oluşturan ancak bilginin %80'ini kapsayan en kaliteli ve öz kaynaklara odaklanarak, çalışmalarını daha etkili hale getirebilirler. Ayrıca öğrenciler güncel gelişmeleri ve dersin pratik uygulamalarını takip etmelidir.


Pareto Prensibi Uygulanırken Nelere Dikkat Edilmeli?

Pareto Prensibi güçlü bir verimlilik aracı olsa da, uygulanırken bazı hususlara dikkat etmek gerekir:


1) Uzman Desteği Almadan Sakın Uygulamayın

Bu prensibi kendi kararlarınızla uygulamak yerine her zaman öğretmenlerinizden destek alarak nasıl uygulayacağınızı belirlemelisiniz. Her dersinizin öğretmeninden ve eğitim koçlarınızdan konu dağılımları ve çalışma stratejileri konusunda mutlaka destek alınız. Classest'tan özel ders alarak hem nitelikli öğretmenlerden hem de seçkin eğitim koçlarından uzman destekleri alabilirsiniz.


2) Aşırı Basitleştirmeden Kaçının

80/20 oranı her durumda kesin olarak geçerli değildir. Bazen oran 70/30 veya 90/10 olabilir. Önemli olan, az sayıda faktörün büyük etkiye sahip olduğu fikrini benimsemektir.


3) Bütünü Göz Ardı Etmeyin (Aşırı Seçicilik Tuzağına Düşmeyin)

Odaklanılan %20'lik kısım çok önemli olsa da, geri kalan %80'i tamamen ihmal etmek doğru değildir. Sadece en önemli görünen konulara odaklanmak, diğer önemli bilgilerin gözden kaçırılmasına neden olabilir. Her zaman dengeli bir yaklaşım benimsemek önemlidir. 


4) Bireysel Farklılıkları Dikkate Alın

Her öğrencinin öğrenme stili, güçlü ve zayıf yönleri farklıdır. Pareto Prensibi'ni uygularken kendi kişisel özelliklerinizi mutlaka göz önünde bulundurun. 


5) Esneklik Gösterin

Sınav formatları ve içerikleri zaman içinde değişebilir. Pareto analizinizi düzenli olarak güncelleyin ve yeni trendlere adapte olun.


6) Kaliteyi Unutmayın

Sadece niceliğe odaklanmak yerine, çalışmanızın kalitesini de göz önünde bulundurun. 

Verimli çalışma, etkili öğrenme demektir.


7) Yanlış Analiz Riski Almayın

Pareto analizini yaparken yanlış veri veya yorumlar kullanmak, yanlış önceliklendirmeye yol açabilir. Analizinizi güvenilir kaynaklara dayandırdığınızdan emin olun.


8) Rehavete Kapılmayın

Bazı öğrenciler, çalışmanın %80'ini "önemsiz" görerek rehavete kapılabilir. Unutmayın ki, her bilgi parçası potansiyel olarak değerlidir.


9) Aşırı Güvene Kapılmayın

Pareto Prensibi'ni kullanarak verimli çalıştığınızı düşünüp aşırı güvene kapılmak, hazırlığınızda boşluklar oluşmasına yol açabilir.


10) Stres ve Kaygıya Düşmeyin

En önemli konulara aşırı odaklanmak, diğer konularda yetersiz olduğunuz hissine ve strese yol açabilir. Kendinize güvenmeyi ve sakin kalmayı unutmayın.


11) Sınav Formatı Değişikliklerini Göz Önünde Bulundurun

Sınav formatları ve odak noktaları zaman içinde değişebilir. Pareto analizinizi güncel tutmak ve değişikliklere adapte olmak önemlidir.


12) Derinlemesine Öğrenmeyi İhmal Etmeyin

Sadece sık sorulan konulara odaklanmak, konuları derinlemesine anlamayı engelleyebilir. Temel prensipleri ve bağlantıları kavramak mutlaka çok önemlidir.


13) Uzun Vadeli Öğrenmeyi İhmal Etmeyin

Sadece sınav odaklı çalışmak veya günü kurtarmaya çalışmak, uzun vadeli öğrenme ve bilgi birikimini ihmal etmenize neden olabilir. Sınavlara hazırlık sürecinin en başından sonuna kadar dengeli bir yaklaşım benimsemek önemlidir.


14) Beklenmedik Soruların Çıkabileceğini Unutmayın

Sınavlarda her zaman beklenmedik sorular olabilir. Sadece "önemli" görünen konulara odaklanmak, bu tür sorulara hazırlıksız yakalanmanıza neden olabilir.


Özetle, bu yaklaşım diğer konuları tamamen ihmal etmek anlamına gelmemelidir. Pareto Prensibi, çalışma zamanını ve enerjisini daha verimli kullanmak için bir rehber olarak görülmeli, tüm müfredatı öğrenmenin yerini almamalıdır. Her öğrenci, kendi güçlü ve zayıf yönlerini dikkate alarak bu prensibi kendi ihtiyaçlarına göre uyarlamalıdır.


Pareto Prensibi, sınav hazırlığında güçlü bir araç olabilir, ancak dikkatli ve dengeli bir şekilde uygulanmalıdır. Bu prensibi uygularken esnek olun, sürekli kendinizi değerlendirin ve gerektiğinde stratejilerinizi ayarlayın. Pareto Prensibi'ni uygularken, ana hedefin sadece sınavdan geçmek değil, gerçek anlamda öğrenmek ve bilgi birikiminizi artırmak olduğunu unutmayın. Bu prensip, çalışmalarınızı daha etkili hale getirmek için bir rehber olarak kullanılmalı, ancak tüm öğrenme sürecinizi tamamen bu prensibe dayandırmamalısınız.


Unutmayın, en iyi çalışma yöntemi, size en uygun olan ve sizi en iyi sonuçlara ulaştıran yöntemdir.


Çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Classest Ekibi