Eğlenerek Öğrenmek Mümkün!

Eğlenerek Öğrenmek Mümkün!

Mesleğiniz Nedir?

Kariyer planları yaparken, üniversite bölüm tercihleri yaparken her zaman karşımıza "Seveceğin, mutlu olacağın işi yap!" gibi öneriler gelir. Peki toplu taşıma, sinema ve müzelere giriş yaparken ellerindeki kartlardaki mesleği bölümünde zorunlu olarak "Öğrenci" yazan çocuklarımız gençlerimiz gerçekten sevdikleri işi yapıyor mu? Çantalarına konulan sayfalarca kitaplarda yer alan sayısız yeni bilgileri çocukların veya gençlerin nasıl öğrenecekleri hakkında ne kadar destek veriliyor? 🤷‍♂️


Öğrencilik Bir Meslek Midir?

Öğrencilik geleneksel anlamda bir meslek olarak kabul edilmese de, bazı açılardan mesleğe benzer özellikler taşıdığı söylenebilir.


Öğrenciliğin Meslekle Olan Benzerliği

Bir meslek, genellikle belirli bir eğitim ve beceri seti gerektiren, ücret karşılığında yapılan sürekli bir faaliyet olarak tanımlanır. Öğrencilik ise doğrudan bir gelir kaynağı sağlamaz ve esas amacı bilgi ve beceri kazanmak olan geçici bir faaliyettir. Ancak öğrencilik, belirli sorumluluklar, düzenli çalışma saatleri, belirli hedefler ve sonuçlar gerektirir ki bu yönleriyle mesleklerle benzerlik gösterir.


Eğlenmek Bir Haktır

Eğlenmek sosyal bir varlık olan çocuğun temel haklarından biri. Bu hak, çocukların insan olarak haklarını güvence altına alan Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 31’nci maddesinde “Taraf Devletler çocuğun dinlenme, boş zaman değerlendirme, oynama ve yaşına uygun eğlence (etkinliklerinde) bulunma, kültürel ve sanatsal yaşama serbestçe katılma hakkını tanırlar” şeklinde belirtiliyor.


Eğlenme İhtiyacının Psikolojik Boyutu

Eğlenmek temel bir hak olmanın yanı sıra genetik kodlarımıza işlenmiş hayatta kalma, sevgi ve ait olma, güç ve özgürlük gibi temel bir psikolojik gereksinim ve güdü olarak da görülür. Güdü canlıyı harekete geçiren içsel veya dışsal güç/uyarıcı iken, güdülenme de bir şeyi yapmaya karşı harekete geçme, heyecan duyma, istekli olma ve hareketi sürdürme hali. Öğrenciler açısından güdülenme ise öğrenmeye karşı istekli olmaya, öğrenmek için harekete geçmeye ve çaba göstermeye karşılık gelir. 


Öğrenmeye istekli olma zorlama, tehdit, ceza, takdir, övgü, rica ve ödül gibi dışardan gelen uyarıcılar ya da bireyin kendi merak, ilgi, başarma/gelişme duygusu, değerleri ve hedefleri yoluyla oluşabilir.


Eğlenerek İş Yapmak

İnsanların eğlenerek yaptığı işlerde daha başarılı olduğunu duymuşsunuzdur. Bilime göre, öğrenmeyi eğlenceli hale getirmek çocukların bir şeyler öğrenmesini kolaylaştırıyor. Yaptıkları işleri "oyun" gibi eğlenerek yapan kişilerin işlerine kendilerini verebilmektedir.


Eğlenerek Öğrenme

Eğlenerek öğrenmek, eğitim sürecini daha etkili ve keyifli hale getiren bir yaklaşımdır. Bu öğrenme yöntemi, bilgiyi yalnızca zorunlu bir görev olarak değil, keşfedilecek bir macera olarak görmeyi teşvik eder. 


Bir şeyi öğrenmek için, her şeyden önce onu sevmek gerekir. GOETHE


Eğlenerek Öğrenmede Bağımsız Okul Akımı

Eğlenerek öğrenmenin mümkün olduğunu savunan sayısız akım vardır. "Bağımsız Okul Akımı" olarak bilinen Waldorf eğitimi, 100 yıl önce kadar filozof ve sosyal reformcu Rudolf Steiner tarafından ortaya çıkan bir akımdır. Günümüzde ise dünya çapında 60 ülkede, bin okulda ve 2 bin okul öncesi eğitim programlarında uygulanıyor. Eğlenerek öğrenmenin mümkün olduğunu savunan anlayış, şimdiki test odaklı ve ezbere dayalı eğitimi baz aldığımızda ortaya çıkan, bir şey öğrenmekten çok bir süre sonra unutulan bilgilere karşı durmak için var. Çocuklara uzun süre unutmayacakları ve akıllarında hep kalacak bir eğitim programı sunuyor. 


Eğlenerek Öğrenildiğinde Bilgi Hafızada Daha Kalıcı Hale Gelebilir

Öğrenmeyi eğlenceli hale getirmenin bir çok yolunun olduğu bir gerçek. Sam Houston Devlet Üniversitesinde yapılan bir çalışma, öğrencilerin öğretmenleri konuya bir şaka dahil ettiğinde konuyu daha iyi hatırladıklarını göstermiştir. Çocuklara bir şeyler öğretmek için öğrenmeyi eğlenceli hale getirmek dört dörtlük bir yöntemdir. Bu bağlamda, anksiyete ve stresten uzak, rahatlatıcı ve samimi bir ortam yaratmak çocukların dikkatlerini toplamasına yardım eder.


Hem Eğlenceli Hem De Ciddi Olma

Sınıflardan coşku, neşe ve huzur çıkarıldığında öğrenciler öğrenmekten zevk almak yerine sıkılır, zamanla öğrendiklerine yabancılaşır ve mutsuzluğu öğrenirler. Amerikalı eğitimci John Dewey, 1933 tarihli ‘Nasıl Düşünürüz’ adlı eserinde ‘aynı zamanda hem eğlenceli hem de ciddi olmanın’ ideal öğrenme koşullarından biri olduğunu, eğlenme olmaksızın yapılan öğrenmelerin öğrenciler için angaryaya dönüşeceğini belirtiyor. Eğlenerek öğrenmek salt oyun oynamak ya da boş vakit etkinliği değil, öğrenmenin ciddiyeti içerisinde hoşça duygular yaşamayı barındırır.


Classest İle Eğlenerek Öğrenin

Eğlenerek öğrenmenin mümkün olduğunu bu yazıda sizin için özetledik. Classest olarak özel ders almak isteyen öğrencilerimiz için sürekli olarak eğlenerek öğrenmenin yollarını arıyoruz. 


Öğrencilerimizin severek, sevinerek, huzurlu ve motivasyonlu olarak derslerinde başarılı olmaları ve geleceğin dünyasında ihtiyaç olan bilgi ve becerilere sahip olmalarını destekliyoruz. 


Siz de ücretsiz tanışma derslerimize başvurarak Classest'tan online özel ders alabilirsiniz. ŞİMDİ BAŞVUR




Kaynakça: Rudolf Steiner ve Waldorf Okulu: Hüseyin Kotaman, Çocuklarda eğlenceli eğitimin öğrenim sürecine katkısı: Prof. Dr. Naciye Aksoy